Dissosiyatif Bozukluk Dissosiyatif amnezi: Kişilerin önemli kişisel bilgilerini hatırlayamama halidir. Bu durumda sadece belli bir takım hatıra, duygu ve düşünceler değil (evlilik , mezuniyet törenleri gibi),daha uzun yaşantılar(çocukluk çağlarına ait dönemler ya da ilkokul yılları gibi ) hatırlanamayabilir. Bu belli bir konuya has olabileceği gibi o döneme ait her anıyı da içine alabilir. Gün içinde tekrarlayan unutkanlık dönemleri ile de seyredebilir. Yaygın görülmektedir. Travmatik hatıraların kişiyi etkilemesini önlemek için vücudun bilinçdışı olarak kullandığı bir savunma şeklidir. Dissosiyatif fug: Kişinin aniden kendisini nasıl geldiğinden habersiz olduğu bir yerde bulması, geçen sürede yaptıklarından habersiz olduğu, farklı bir kişi gibi davrandığı dönemlerdir. Bu dönemlerde kişilerin seyahatler yapabildiği, kişiliklerinden farklı davranışlar sergileyebildikleri gözlenmiştir. Tek başına görülmesinden ziyade ,dissosiyatif kimlik bozukluğu içinde bir öğe olarak bulunmaktadır. Depersonalizasyon bozukluğu Kişinin vücudunun tümü ya da bir kısmına yabancılaşması ( gerçek dışılık hissi ,vücudu,kol ve bacaklarının değiştiği hissi, kendini dışarıdan film izler gibi seyrediyor olma,bedeninden ruhunun ayrılıyor olduğu hissi,sanki bir sis perdesi ardından etrafına bakıyor gibi olma vb.) şeklinde daha farklı bir algılayış içine girilmesidir . Bazen etrafını, yaşadığı ortamı da yabancı veya daha farklı hissetme hali (derealizasyon) ile birlikte olabilir. Histerik psikoz: Kişi için çok önemli , üzücü ani bir durum ya da ağır bir gerilimli süreç sonrasında ,olmayan sesler duyma, görüntüler görebilme, düşünce bozuklukları, kendi ve etrafına yabancılaşma, çocuksu ve normal dışı davranışlar, ağlayıp-gülme gibi duygusal görünümde ani ve aşırı değişiklikler ya da tepkisizlik hali ile kendini gösterir.İlerleyici değildir. Bir kaç saat, bazen de bir kaç hafta sürebilir. Halk arasında" cinnet geçirdi" denilen durumdur. Hastaneye yatış gereklidir. Bu durumun altında dissosiyatif kimlik bozukluğu olabileceğinden ,olayı bir buzdağının üstü gibi düşünerek görünmeyen kısma yönelik tedavi başlatılmalıdır. Dissosiyatif kimlik bozukluğu (DKB): Kişinin içinde birbirinden farklı kişilikler hissedip,bu kişiliklere uyan davranışlarda bulunması, bu kişiliklerin etkisi altında olduğu anlarda yaptıklarından habersiz olma halidir. Bu kişilikler bireyin kendi cinsiyetinden,yas grubundan, sosyoekonomik ve kültürel durumundan farklı olabilir. Bu kişiliklere ait kafasının içinden gelen ve kendisini yönlendiren sesler duyabilir. Farklı kişilikler var olan "ev sahibi" kişiliğe zarar verici davranışlar gösterebilir (eş ya da karşı cinsle uygunsuz ilişkiler, suça yönelik davranışlar gibi) . Ev sahibi kişiliği oldurup,yerine geçmek için intihar girişimlerinde bulunabilirler. Nasıl oluşmaktadır? Genellikle çocukluk yaşlarında çok ağır fiziksel (dövülme, ağır cezalandırmalar),cinsel (tecavüz, cinsel tacizler) ve duygusal (sevgi gösterilmeme,sağlık,eğitim ihmalleri ve bakım gereksinimlerinin yerine getirilmemesi gibi) travma yaşantıları sonrasında gelişir. Bu donemde çocuk bu olaylar esnasında kendini olayın etkisinden kurtarmak için bir savunma mekanizması şeklinde “o olayı yaşayan ben değilim, bu olanlar bana yapılmıyor, ben bunları hissetmiyorum” vb düşünce değişiklikleri geliştirir. Bu zamanla normal dışı bir hal alıp, bu bozukluğa dönüşür. Bu sekil bir savunma sureci ,ağır travmalara uyum sağlamada önemli bir yere sahiptir. Dissosiyatif kimlik bozukluğunun birincil belirtileri: İki ya da daha fazla birbirinden ayrı kimliğin aynı kişide varlığı (her birinin kendi içinde süreklilik gösteren çevre ve benlik algısı, ilişki kurma ve düşünme biçimi vardır). Bu kimliklerden en az ikisi zaman zaman tekrarlayarak kişinin davranışlarını denetim altında tutar. Önemli kişisel bilgileri sıradan bir unutkanlıkla açıklanamayacak şekilde anımsayamazlar. Başka Türlü Adlandırılamayan Dissosiyatif Bozukluk : Bu durumun DKB’ n dan farkı iki ya da daha çok kişilik durumu olmasına karşın, kişilikler arasında ayrılık ve farklılık yoktur ya da önemli kişisel bilgiler için unutkanlık durumu bulunmamaktadır. Genelde en çok görülen dissosiyatif bozukluktur. Ayrıca uzun süreli zorla düşünce aşılanması (beyin yıkama),tıbbi bir duruma bağlanamayan bilinç kaybı-koma halleri, bazı duyu ötesi algı yaşantılarının olduğu vakalar bu gruba örnek oluşturmaktadır. Toplumda ne oranda görülmektedir? % 5-10 arasında görülmektedirler. Daha çok kadınlarda teşhis edilmektedir. Erkek hastaların ise suç işledikleri için daha çok adli sistem içinde oldukları ve bu nedenle tanı konulamadığı düşünülmektedir. Kişilerin özellikle kafaları içinden gelen sesler duymaları , yaptıklarını hatırlamadıkları şeylerle karşılaşmaları gibi belirtilerin ,öğrenilmesi halinde kendilerinin “akıl hastanesine kapatılacakları ya da toplumda damgalanacakları ” yönündeki inançları nedeniyle tedaviye başvurmadıkları görülmektedir. Hastalık niçin önemlidir? Rahatsızlığı bilmeyen kişilerce yanlışlıkla daha ağır rahatsızlıklarla karıştırılıp,hastanın yanlış ve hayatını kotu etkileyen tedaviler uygulanmasına yol açılabilir. Hastanın işlevselliği kötü etkilenebilir. Hasta intihar edebilir ya da başkalarına zarar verebilir. Değişik kişiliklerin etkisi ile suç olarak addedilebilecek olaylarla karşılaşılabilir. Tedavi: Hastalık bu rahatsızlığı bilen psikiyatristlerce uzun dönemli psikoterapi ile tedavi edilmektedir. Tedavide kişiliklerin bir araya getirilerek bir bütün oluşturması ve geçmişte yaşanan ve bazı hallerde unutulmuş olan travma döneminin aydınlatılıp bunun normal bilinç hali ile birleştirilmesi ve bütünleştirme sonrası eşlik eden diğer kişilik sorunları ve yaklaşımların tedavisi ile sürdürülür. Psikoterapi esnasında farklı kişiliklerin etkisi ile şikayetlerde alevlenmeler görülebilir. Bu durumlarda ilaç tedavileri ve kısa süreli yataklı tedaviler gerekebilir.