PLATON Yunan felsefesinin ilk döneminde başlıca doğa sorunları ile uğraşılmıştır. İkinci dönemde her şeyden önce insan sorunu ele alınmıştır. Üçüncü dönemde ilk iki dönemden elde edilen bilgilerin sentezine gidilmiştir. Bu dönemin ve ilk çağın en büyük iki düşünürü Platon ve Aristoteles’tir. Bilgilerin kapsayıcı bir felsefe öğretisi içinde sistematikleştirilmesi Platon ile başlamış ve Aristoteles ile en yüksek noktasına ulaşmıştır. Platon, Sofistlerin dünya görüşüne karşılık tam bir Sokratesci olarak ‘iyi kavramı’ ile çıkar. ‘İyi’ ye dayanan bilgi yolu ile iyiyi gerçekleştirmiş olan doğru yaşayışa kesin olarak bağlanması Platon’u yeni bir sorun karşısında bırakmıştır ki, bu da idea öğretisine yol açmıştır. ‘Doğrunun araştırılabilmesi, böyle bir olanağın bulunması’ sorununu, ruhun ölümsüzlüğü ile çözer Platon. Ruh ölümsüzdür, bir çok defa yeryüzüne gelmiştir. Bu arada yeryüzü ve Hedes’de her şeyi görmüştür. Ruh doğada, yeryüzünde gördükleri ile bir anımsama sürecine girer. Ruhta doğru tasavvurlar önce bilinçsiz bir halde bulunur, rüya gibi kımıldanır. Uygun sorularla ve araştırmalarla sonunda aydınlak bir bilgi haline gelir. Bu anlayış ile Platon felsefesinin iki ana görüşünü belirtmiş olur. Metafiziksel İkilem İdealar Dünyası Göreceli Dünya Kalıp (önceden düşünülmüş) Gölge tasarım Platon’a göre yaşadığımız evren gerçek bir evren değil, bir hayal evrenidir. Kendini duyularımıza sergileyen göreceli dünya, idealar dünyasının tasarımıdır. Duyular dünyasının gerçeklik derecesi, idealar dünyasındakinden daha azdır, biri asıl, öteki de bunun kopyasıdır. Degişmez Değişir, yok olur Duyulur dünya, idealar dünyasına alt güdümlüdür (belli bir ereğe göre yürütülen) ya da onun altındadır. Dahası, göreceli dünya, idealar dünyasına karşılık düşmek için sürekli bir çaba içindedir. İdealar dünyası Parmenides’in sürekli varlığı gibi her zaman varlık durumunda iken, göreceli dünya Herakleitos’un akışı gibi sürekli oluş durumundadır. Yine de tamamlanmışlık, süreklilik, eksiksizlik durumuna hiç bir zaman erişmez. Duyussal dünya idealar dünyasının yalnızca bir gölgesidir. Yalınç Bileşik Platon’a göre gerçek olan güzel kadın değil, güzelliktir. Güzellik ya da güzel kavramı her türlü güzel olan nesneden çok daha gerçektir. İdea saltıktır, oysa o idea ile ilgili nesnede, o ideadan alınmış sadece küçük bir parça vardır. Öncesiz - Sonrasız Sonlu Duyular dünyası uzay zaman sınırlamaları altında dururken (uzay ve zamanda kapalı ya da tutsakken) idealar dünyası ise uzay ve zamanı aşar, uzaysal ya da zamansal sınırlamalardan özgürdür. Zamanın kendisi maddi dünyanın yaratılışıyla başladı ama tüm yaratılmış şeylerin en güzeli bengidir. Varolan Varolmayan Varolan’ın tanımına, dayanarak (var olmak için kendisinden başka bir şeye gereksinimi olmayan), idealar dünyasının varolan, duyular dünyasının varolmayan olduğunu söyleyebiliriz. İdealar dünyası vardır. Duyular dünyası yoktur. İdealar Cisimler Platon’a göre mutlak değişmez olan şey fiziksel bir ham madde değildir. Mutlak ve değişmez olan şey tüm şeylerin ona benzeyerek oluşturduğu bir takım tinsel ya da soyut örnek resimlerdir. Duyularla algılanan cisimlerin karşısında cisimsel olmayan idealar vardır. Düşünme ile kavranır Duyular ile kavranır İdealar bize dışarıdan gelmezler. Dışarıdaki maddesel bölgeler bizlere onları hatırlatarak, onları uyandırırlar. Bu yüzdendir ki bilgilerimizi duyularımız yoluyla maddelerden aldığımızı sanmaktayız. Bu bir kuruntudur. Gerçekte maddeler evrensel usdaki örneklerine göre biçimlenmişler, sonra da bize görünerek anlıklarımızda uyuyan assıllarını uyandırmışlardır. Niçin ? Çünkü gerçek olan süreklidir, kalıcıdır. Sürekli ve kalıcı olan maddeler değil düşüncelerdir. Göreceli dünya, duyular tarafından algılanan, dokunulabilir bir dünya iken, idealar dünyası us yolu ile kavranan, dokunulmaz bir dünyadır. Bilginin konusu Doğru sanın konusu Platon, etrafımızda gördüğümüz, dokunduğumuz her şeyin kalıcı olmadığını düşünür. Duyularımız ile algıladığımız ve sürekli değişen şeyler hakkında kesin bir bilgiye sahip olamayız. Aklımız ile kavradığımız şeyler hakkında bir bilgiye ulaşabiliriz. Soyut düşüncelerimizin karşılıkları olan, süreklilikleri bakımından, gerçek saydığımız varlıklardan çok daha gerçek bulunan bu idealar gittikçe genelleşerek en tepeye, sonuncu ideaya kadar çıkar. En yüksek idea iyinin ideasıdır. İyinin ideası Tanrıdır. Tanrı en yüksek iyiliktir. Erdem Tanrıya benzemektir. Kötülükler iyiliklerin zorunlu karşılığı olduklarından yok edilemezler. Şu halde insan bu kötülük ocağından kaçmaya, Tanrıya yaklaşmaya çalışmalıdır. Platon idea terimini bir nesnenin sınıf adını ya da türünü belirtmek için kullandı. Ama daha sonra anlamlandırmasını, nesnenin kalıcı özü, en son gerçekliğini, ilksel varoluşunu, kendisine evrendeki her tikel nesneye karşılık düştüğü bir ilk örneği, arkhe tipini simgelemek üzere değiştirdi. Nesne yalnızca bu özün bir belirtisi ya da ideaya benzemeye çalışandır. Hangi kavramlar idea sayılacaktır ? Platon idea öğretisinde her şey için bir idea kabul eder. Düşünülenler, nesneler, orantılar, doğal ve yapma şeyler için, iyi için olduğu gibi kötü içinde, güzel - çirkin ve yüksek - alçak için de idealar vardır. Şeylerin idealarla bağlantısı nasıl olacaktır ? Duyular dünyadaki nesneler nasıl oluyorda duyulur üstü bir dünya ile, buradaki idea denilen gerçek varlıkla bir bağlantı kurabilir ? Platon öğretisini anlatırken bu soruya açık bir yanıt vermemiştir. Çünkü ideaların nesnelere önceliği, zamansal bir öncellik değil, mantıksal bir öncelliktir.